16 Şubat 2014 Pazar

Bir yeni kitap, bin yeni huzur...

Okumaktan zevk aldığım, günlük hayatta kullanmayı sıklıkla unuttuğum şeyleri bir kez daha güzel bir dil anlatımıyla hatırlamamı sağlayan bir kitaptı. Az çok dini bilgisi olan bir çok insanın, günlük hayatına ilişkin pek çok bilgi mevcut, fakat; Uğur Koşar'ın kişisel samimiyet ve yalın dil anlatımıyla anlatmak istediğini, kalbi ve vicdanı muhatap alarak daha dokunaklı hale getirdiği aşikar. İnsanın bildiği şeyleri "Aaaa ne kadar da doğru, neden bunu uygulamıyorum ki?" dedirtecek çok satır arasına sahip. Hani başucu kitabı denir ya, günlük rutinde unutulan şeylere ışık tutmak amacıyla, her gün rast gele birkaç sayfasını bile okumak huzur verecektir insana bence.
En sevdiğim ve aklıma bu ara hep gelen kısı paylaşmak istiyorum.

Sayfa: 45

ALLAH ACİZ KULLARININ KALBİNDEDİR

"Ancak ben sana aciz olmaktan söz ederken insanlar karşısında değil, Allah katında aciz olmandan söz ediyorum. O'na el açıp, yürek açıp da "Rabbim ben zavallı bir kulum, çaresizim, sen çaremsin, sen bana kafisin" dediğinde arş sarsılır, melekler ağlar da, o gözyaşları meleklere abdest aldırır.

Ve arada bir de olsa Rabb'i misafir et evine, Peygamberini misafir et evine. Her masa kurduğunda bir tabak da boş bırak, her çay servis ettiğinde boş bir bardak da yanında kalsın diğerinin. Soranlara, "Nebi'yi, Efendimiz'i misafir çağırdım da o yüzden bir tabak, bir bardak fazla koydum" dersin. Evine nur, rahmet gelsin. Sen yeter ki güzel bak. Sen yeter ki güzel söyle. Kalp önce Rahman'a bakınca güzelleşir, sonra insana baktığında ise gerçek sevgi tecelli eder..."

Ben de bu sabah böyle yaptım, bir bardak boş bıraktım yanımda, güneşli, güzel bir pazar sabahı çayımı balkonda yalnız içmediğimi biliyorum şuan.
Özün sözü; kitabın konusuna ne kadar ilgili olduğunuzla alakalı beğenip beğenmemek, kitabı ve yazarı samimi  bulup bulmamak.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder